Dünyanın her tarafında işçi sınıfının yaşadığı yoğun sömürüye bir de pandemi eklendi. Salgın döneminde sağlık için mücadele eden emekçilerin üzerindeki sömürü mekanizmaları daha da genişledi. İşten çıkartılmalar yoğunlaştı. Diğer taraftan birçok sektörde çalışma saatleri uzatıldı. Bu süreçte neredeyse tüm devletler tarafından kullanılan ‘Evde kal’ başlıklı kamu spotları işçi sınfının büyük bir kısmı için hiç bir gerçekliği olmayan, demagojik reklam sloganlarına dönüşerek boşa düştü.

SU UYUDU EMPERYALİZM UYUMADI!
Emekçiler üzerinde uygulanan bu çok yönlü baskı ve bunlara karşı mücadeleler süre gelirken, emperyalist devletler silah sanayiine yaptıkları milyarlarca avro yatırımları daha artırıp, savaş çığırtkanlığını yükselterek dünya halkları için yeni tehditler oluşturmaya devam ediyor.

Donald Trump yönetimi ırkçı, gerici ve işçi sınıfı düşmanı politikaları ile büyük bir tehlike haline gelmişti. Akabinde geçtiğimiz yılın sonunda yapılan Amerikan seçimlerinde liberal solun da büyük desteğini alan ve 2021’in Ocak ayında resmen başkanlık koltuğuna oturan Joe Biden, başkanlığının birinci ayı henüz yeni tamamlanırken Suriye’ye yaptığı hava saldırısı ilk icraatlarından biri oldu. Bununla da yetinmeyen yeni Amerikan başkanı, hali hazırda tehditkar olan Amerika-Rusya gerilimini Rusya Devlet Başkanı Putin’i hedef alan söylemleriyle daha da tırmandırdı. Biden’ın bu hızlı çıkışı ve eski Amerikan başkanı Trump’tan devraldığı halk düşmanı politikası, ocak ayında gerçekleşen Münih Konferansı’nda söylediği ‘Amerika geri döndü’ sözüyle uyuşur halde.

SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞI ÜLKEMİZDEKİ EMEKÇİLER İÇİN DE TEHDİT HALİNE GELDİ
Emperyalist devletler arasında tırmanan gerilim halkımızın geleceğini ilgilendirdiği gibi Türkiye burjuvazisinin kâr amaçlarını ve geleceğini de yakından ilgilendiriyor. AKP hükümeti bu gerilim içerisinde yaptığı manevralarla karlı çıkmanın yolunu bulma peşinde. Ülkenin neredeyse her köşesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin aktif olarak dahil olduğu askeri operasyonlar ve gerilimler sürüyor. AKP, muhalefetin bir kısmının da desteklediği neo-osmanlıcı anlayışıyla ülke dışında da yeni maceralara yönelerek burjuvazi ve NATO’nun çıkarları uğruna Türkiye işçi sınıfını olası yeni tehlikelerle karşı karşıya bırakmaktadır. Benzer gelişmeleri Almanya’da da görmekteyiz.

BARIŞ MÜCADELESİ SINIF MÜCADELESİDİR!
Türkiye Komünist Partisi’nin gönlü barıştan yana olan ve savaş karşıtı mücadelede yerini alan tüm dostlarına çağrısıdır; savaş tehlikesini yaratan ve arkasında yatan güç emperyalizm ve burjuvazinin kâr arayışıdır. Kapitalizm ve burjuvazi var oldukça halklar üzerindeki savaş tehditi de var olmaya devam edecektir. TKP bu uğurda, bu kirli düzeni değiştirmek için örgütlü mücadeleye çağırmaktadır!

Yaşasın emekçilerin uluslararası dayanışması!
Yaşasın Sosyalizm!

Türkiye Komünist Partisi – Almanya